Yenilenebilir enerji ve iklim

Yenilenebilir enerji kaynaklarının son yıllarda öne çıkmasının ardındaki etkenler arasında hiç kuşkusuz bu kaynakların iklim değişikliğine etkisinin termik santrallara kıyasla daha az olması yatıyor. Enerji üretirken atmosfere çoğu zaman seragazı bırakmayan bu kaynaklar bu nedenle “sıfır emisyonlu” olarak tanımlansa da daha kapsamlı karşılaştırmalar gerekiyor. Bir enerji santralının yapımından sökümüne kadar geçen tüm süreci (yaşam döngüsü life cycle) ele alan hesaplamalar bize daha doğru bir karşılaştırma olanağı sağlıyor. Örneğin, bir rüzgar türbini elektrik üretimi sırasında seragazı salımı yapmıyor ancak rüzgar türbini üretimi sırasında kullanılan malzemelerin üretiminde çoğu zaman fosil yakıtlar kullanılıyor ve bu sırada ortaya çıkan emisyonların da hesaba katılması gerekiyor. Bu durum inşaatında ciddi miktarda demir, çelik ve beton kullanılan nükleer santrallar, kömür çıkarılırken enerji tüketilen kömür santralları için de geçerli. Aşağıdaki tablo, yaşam döngüsü hesabıyla, üretilen 1 kWs elektrik başına atmosfere bırakılan CO2e (karbondioksit eşdeğeri) seragazı emisyon miktarını gösteriyor.

Elektrik üretiminde enerji kaynaklarına göre seragazı emisyonları

Enerji kaynağıkWh başına CO2e (gram)
Rüzgar9-10
Hidroelektrik10-13
Biyogaz11
Güneş termal13
Biyokütle14-41
Güneş FV32
Jeotermal38
Nükleer66
Gaz443
Fuel oil778
Kömür (akışkan yatak)960
Kömür1050

Enerji santrallarının emisyon verilerini gösteren farklı çalışmalarda farklı rakamlar ortaya çıkabiliyor, örnek alınan santralların özel durumları yanıltıcı olabiliyor. Yukarıdaki tabloda kullanılan çalışma 103 farklı araştırmanın ortalama rakamlarını içeriyor. Güneş fotovoltaik ve nükleer enerji santrallarının 1 kWh elektrik üretimi için 200 gramdan fazla seragazı emisyonu çıkardığını gösteren çalışmalar bulmak da mümkün.