İklim ve Enerji

İklim krizine neden olan insan kaynaklı seragazı emisyonlarının yüzde 34’ü enerji tedariği, yüzde 24’ü endüstri, yüzde 22’si tarımsal faaliyetler ve ormansızlaşma, yüzde 15’i ulaşım ve yüzde 6’sı da binalardan kaynaklanıyor. Farklı sektörlerdeki (bina ve ulaşım gibi) enerji kullanımını temel alarak bir hesaplama yapıldığında, her yıl atmosfere bırakılan yaklaşık 50 milyar ton seragazı emisyonunun (CO2 eşdeğeri) yüzde 73,2’sinin enerji kaynaklı olduğunu görüyoruz. Bu nedenle, seragazı emisyonuna yol açan fosil yakıtların (petrol, kömür ve gaz) terk edilmesi iklim krizini durdurma çabalarında öne çıkıyor. 

Petrol, kömür ve gazın enerji sistemindeki rolleri hem kullanım alanları hem de kullanım miktarı açısından değişiklik gösterir. Fosil yakıtların bazıları elektrik üretiminde kullanılırken bazıları da doğrudan ısı üretmek için kullanılabilir. 2023 yılında dünyadaki toplam nihai enerji tüketiminin yüzde 81,5’i fosil yakıtlarca karşılanıyordu. Fosil yakıtlar içerisinde de en çok petrolü, sonra kömür ve gazı kullanıyoruz. Fosil yakıtları hidroelektrik, nükleer ve rüzgar ile güneşin başını çektiği diğer yenilenebilir enerji kaynakları izliyor. Geleneksel biyokütle (odun, tezek gibi) kaynakları da hâlâ nihai enerji tüketiminde hidroelektrik santrallar kadar büyük bir paya sahip.

İklim krizini durdurmak için her yıl atmosfere bırakılan seragazı emisyonlarının miktarının hızla azaltılması gerekiyor. Bilimsel altyapısı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) çalışmalarına dayanan, politik yol haritasını da 2015 yılında kabul edilen Paris Anlaşması’ndan alan 1,5 ve 2 derece hedeflerinin amacı da bu. Ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı 1,5 derecenin altında tutmak için küresel seragazı emisyonları, 2030 yılına kadar 2015’e kıyasla yüzde 42 oranında azaltılmalı. BM Çevre Programı’nın (UNEP) 2023 yılında yayımladığı Emisyon Açığı Raporu’na göre 2 derece hedefi için de bu oranın yüzde 28 olması gerekiyor. UNEP’in hesabına göre ise gidişat, Paris Anlaşması öncesine göre çok daha iyi olsa da emisyonların yüzde 3 oranında artacağını gösteriyor.  

İklim Eylem Takipçisi (Climate Action Tracker) projesinin analizlerine göre, mevcut politikalar dikkate alındığında, içinde bulunduğumuz yüzyılın sonunda ortalama yüzey sıcaklığındaki artış 2,7 dereceyi bulacak. Ülkelerin, Paris Anlaşması kapsamında verdikleri 2030 yılına ait Ulusal Katkı Beyanlarına (NDC) bakılırsa ısınma 2,5 dereceye ulaşacak. Uzun dönemli taahhütler ve hedefler de hesaba katılırsa sıcaklık artışının 2,1 dereceye kadar düşürülebileceği belirtiliyor. En iyimser senaryo ise mevcut taahhütler ve net sıfır hedeflerinin de hesaba katıldığı hesaplamayı içeriyor. Bu durumda 1,8 derecelik artışa gidildiğini, en iyi olasılıkla 1,5 derece hedefinin tutturulabileceğini görüyoruz. İyimser senaryo ile mevcut politikalar senaryosunun ortalama değerleri arasında 0,9 derecelik bir fark var. 

İklim krizini durdurmak için her yıl atmosfere bırakılan seragazı emisyonlarının miktarının hızla azaltılması gerekiyor. Bilimsel altyapısı Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) çalışmalarına dayanan, politik yol haritasını da 2015 yılında kabul edilen Paris Anlaşması’ndan alan 1,5 ve 2 derece hedeflerinin amacı da bu. Ortalama yüzey sıcaklığındaki artışı 1,5 derecenin altında tutmak için küresel seragazı emisyonları, 2030 yılına kadar 2015’e kıyasla yüzde 42 oranında azaltılmalı. BM Çevre Programı’nın (UNEP) 2023 yılında yayımladığı Emisyon Açığı Raporu’na göre 2 derece hedefi için de bu oranın yüzde 28 olması gerekiyor. UNEP’in hesabına göre ise gidişat, Paris Anlaşması öncesine göre çok daha iyi olsa da emisyonların yüzde 3 oranında artacağını gösteriyor.

İklim Eylem Takipçisi (Climate Action Tracker) projesinin analizlerine göre, mevcut politikalar dikkate alındığında, içinde bulunduğumuz yüzyılın sonunda ortalama yüzey sıcaklığındaki artış 2,7 dereceyi bulacak. Ülkelerin, Paris Anlaşması kapsamında verdikleri 2030 yılına ait Ulusal Katkı Beyanlarına (NDC) bakılırsa ısınma 2,5 dereceye ulaşacak. Uzun dönemli taahhütler ve hedefler de hesaba katılırsa sıcaklık artışının 2,1 dereceye kadar düşürülebileceği belirtiliyor. En iyimser senaryo ise mevcut taahhütler ve net sıfır hedeflerinin de hesaba katıldığı hesaplamayı içeriyor. Bu durumda 1,8 derecelik artışa gidildiğini, en iyi olasılıkla 1,5 derece hedefinin tutturulabileceğini görüyoruz. İyimser senaryo ile mevcut politikalar senaryosunun ortalama değerleri arasında 0,9 derecelik bir fark var.